Şiirler

5 Kıtalık Şiirler

5 kıtalık şiir,5 kıtalık şiirler kolay,5 kıtalık siirler,5 kıtalık en güzel şiirler,5 kıtalık şiirleri,en güzel 5 kıtalık şiirler,şiirler 5 kıtalık,şiir 5 kıtalık,beş kıtalık şiirler

Bu güzel sayfada, çeşitli kaynaklardan toplanan anlamlı ve güzel “5 Kıtalık şiirler” koleksiyonumuzu hazırladık.
Sayfadaki bu güzel şiirleri facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.


Vatan Sevgisi Şiiri

Yazar: Aşık Veysel

Vatan sevgisini içten duyanlar
Sıtkı ile çalışır benimseyerek
Milletine, Ulusuna uyanlar
Demez neme lazım, neyime gerek

Her ferdin hakkı var, bizimdir Vatan
Babamız, dedemiz döktüler al kan
Hudut boylarında can verip yatan
Saygıyla anarız, şehit diyerek

Vatan aşkı ile çalışan kafa
Muhakkak erişir öndeki safa
Tesir nüfuz olur her bir tarafa
Herkes onu büyük tanır severek

Olmak istiyorsan dünyada mesut
Hakka halka yarayacak bir iş tut
Çalıştır oğlunu, kızını okut
İnsan olmak için okumak gerek

Vatan bizim, ülke bizim, el bizim
Emin ol ki her çalışan kol bizim
Ay yıldızlı bayrak bizim, mal bizim
Söyle Veysel öğünerek, överek.


Anneler Şiiri

Yazar: Halil Manuş

Kur’an da övülen o yüce varlık
Asalet timsali vakar anneler
“Öf deme*” yeter, çekmezsin darlık
Gönülden gönüle akar anneler.

Neden yaratılmıştır, cismi ne?
Bilmem ki melek mi, ismi ne?
Siyah beyaz sararmış resmine
Islak gözlerle bakar anneler.

Çırpınır durur hep ömrü boyunca
Yılma bilmez hiç, gider huyunca
Yavrusu zorda imiş duyunca
Kendini ateşte yakar anneler.

Senden başkasını görmez gözü
Toz kaçsa gözüne yanar özü
Hakikat yolunda söylerken sözü
Mıhlarcasına çakar anneler.

Nene Hatunlar, Kara Fatmalar
Onlardan daha binlercesi var
Söz vatansa dinlemez evladü yar
Silahı beline takar anneler…


Hatıra Şiiri

Yazar: Ahmet Muhip Dıranas

Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu;
Rüyalarıma tayf halinde konan,
Peşime bir korku gibi düşen o.

Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
Dolardı aydınlık olup, odama.
Bahçemde süzülür giderdi bahar
Sabahının fecri vururken cama.

Ayakları kumda bırakmadan iz
Yanıma geldiği hep gecelerdi;
Sanki bir lahitten kalkar ve sessiz
Uzak bir maziye dönüp giderdi.

Bir avuç ışıktı incecik yüzü,
Gözleri geceler gibi derindi;
İçine başımın her an düştüğü
Avuçları sudan daha serindi.

Geçerken dün yoldan, ruhumu saran
Bir gölge halinde ve ağır ağır;
Tanıdım; o, yâdı hoş zamanlardan
Seven ve yaşayan bir hatıradır.


5 Kıtalık Şiirler

Vur Da Öyle Git Şiiri

Yazar: Cemal Safi

İdam mahkumunun söz hakkı vardır
Bari son arzumu sor da öyle git
Arının çiçekte göz hakkı vardır
Bir buse içimi dur da öyle git..

Tavsiye Konular

Madem gidiyorsun, bura son durak
Ne adres, ne mektup, ne resim bırak
Kendinden bir parça bir cisim bırak
Saçından birkaç tel ver de öyle git..

Hem yıllarca oyna gönül sahnemde
Hem perdeyi kapat en mutlu demde
Sitem oklarına hedef sinemde
Açtığın yarayı sar da öyle git..

Nedamet duyar da dönersen geri
Gel de gör aşkından kalan eseri!
Seyret ateşinin düştüğü yeri
Hasretin zulmünü gör de öyle git..

Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma, vur da öyle git…


Bir Dakika Şiiri

Yazar: Nazım Hikmet Ran

Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.

Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya
Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor
Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor

Yakın olayım diye bu gökten gelen ize
Öyle eğilmişim ki kayalardan denize
Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi

Bilemem nasıl oldu geldi ki öyle bir an
Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
Doğruldum atılırken bir dakika titredim

Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden
Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden.


Atatürk’ü Duymak Şiiri

Yazar: Behçet NECATİGİL

Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.


Savrulup Dururken Hayat Şiiri

Yazar: Ahmet Telli

Kekremsi bir hayat dilimindeyiz
Bakır tadında geçiyor günler
Tutmuş yolları bir sürü harami
Geleni geçeni sığaya çekmekte

Şüphesiz onlar ölüm getiricilerdir
Ve sevincin düşmanı olarak bilinirler
Yoktur gözlerinde sevgilerin ışıltısı
Aşk yoktur, duman bürümüştür büsbütün

Onlar yalnızca ölümü bağışlayabilir
Yalnız kederi, kahrı ve zulümleri
Ve tarih onlarla bizim kavgamızın
Sürüp duran hadisatından ibarettir.

Ne yazılmışsa bize ve onlara dair
Işıklı sularındadır bilincimizin
Hükmünü yerine getirse de acılar
Biz yine neşeli türküler söylemekteyiz

Savurulup duran bir zaman diliminde
Sarsarak ve sarsılarak geçiyor günler
Ama kalbimiz çatlayacak kadar duyarlı
Hayatı savunabilecek kadar güçlüdür.


Mutluluk parada pulda değilki Şiiri

Yazar: Halil Çimen

Büyük ikramiye çıksa lotoda
Mutluluk olur mu evde otoda
İster sarayda gez ister şatoda
Mutluluk parada pulda değil ki

Yemede içmede damak lezzeti
Mutluluk kaynağı sanma nimeti
Bırak eller yesin et ile sütü
Mutluluk kaymakta balda değil ki

Ademle havayı bir yaprak örttü
Bak bu dünya nice insan öğüttü
Hepside beş arşın bezile gitti
Mutluluk ipekte şalda değil ki

Mutluluk yatarken yarin dizinde
Mutluluk ara bul kendi özünde
Bakmayı bilirsen kendi gözünde
Mutluluk pembede alda değil ki

Aşık boraniyim düşmem yalana
Arayıp ta sarılmayın yılana
Helal olsun mutluluğu bulana
Mutluluk ALLAHTA kulda değil ki.


İlk Vasiyet Şiiri

Yazar: Ahmet Erhan

“Uzun bir sözcükse ömrüm
Oğlum, son iki hecesin sen
Günüm geceye ilikli
Yanımda yok bir kimsem

O küçücük odada soluğun
Mavi resimler çizer havaya
Avludaki kiraz içini çeker
Elma, armut, akasya

Artık evin erkeğisin sen
Erkencisin bu konuda
Seninle büyüyecek bil ki
Uzaktaki şu baba

Geçip gidiyor günler
Boğuk bir sis altında
Elimin ucunda defter
Köpürüp duruyor boyuna

Ne yazdımsa oğlum
Bugüne kadar böyle
Sanki bir yaz günü
Savruldu akşam esintisinde”


İlimDokumak Şiiri

Yazar: Anonim

Çiçekler getirdim öğretmenim, bak.
Çiçek değil bunlar ebemkuşağı.
Şu lâle, şu sümbül, şu gül, şu zambak.
Şu elimdeki de buğday başağı.
Bunları Mersin’den İnebolu’ya,
Bir kilim yap ve ser Anadolu’ya.

Kırmızı yap bayrağımın alından.
Sarı kehribarı Anzer Balı’ndan.
Tezgâhta yeşile doymalı kilim.
Zeytin ağacından, iğde dalından.
Turuncu istersen Finike’de var.
Hep mavi; Fırat’tan Gediz’e kadar.

Lalelerim Kaçkarların beyazı.
Sümbüllerim Sarıkamış ayazı.
Sana tekmil Isparta’yı getirdim.
Gül dalında bülbüllerin niyazı.
Gene çivit mavim, Eber Gölü’nden.
Toprak rengim, Karapınar çölünden.

Karalar, Ayşe’nin zülfünün bağı.
Kınalar, Elif’in serçe parmağı.
Dokun, işle, beze; ustası sensin.
Pembe de Ali’nin gürbüz yanağı.
Hepsi de rengârenk, tomurcuk, çiçek.
Elini uzatsan sanki değecek.

Nemrut’ta yükselen Güneş değil kor,
Erciyes yamacı kızıl, kara, mor.
Her nakış, her ilmek Anadolu’mdan.
Kilim baştan sona vatan kokuyor.
Şimdi de kendinden bir demet ekle.
Sabır, gözyaşı ve merhamet ekle.

Ekle öğretmenim bu eser senin.
Bu azim, bu emek, bunca ter senin.
Sen gök kuşağından kilim dokuyan.
Çölde yeşeren şu nilüfer senin.
Sen okşa saçımı, sen tut elimi.
Ser Anadolu’ ya hikmet kilimi.


Bir Gün Sabah Sabah Şiiri

Yazar: Turgut Uyar

Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, sisler daha kalkmamıştır Haliç’ten.
Vapur düdükleri ötmektedir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam…

Yolculuğum uzun sürmüş oldukça
Gece demir köprülerden geçmiştir tren.
Dağ başında beş-on haneli köyler,
Telgraf direkleri yollar boyunca
Koşuşup durmuş bizle beraber.

Şarkılar söylemişim pencereden.
Uyanıp uyanıp yine dalmışım.
Biletim üçüncü mevki,
Fakirlik hali.
Lüle taşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,
Sana Sapanca’dan bir sepet elma almışım.

Ver elini haydarpaşa demişiz,
Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,
Hava hafiften soğuk,
Deniz katran ve balık kokulu.
Köprüden kayıkla geçmişim karşıya,
Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu…

Bir gün sabah sabah kapıyı vursam,
-Kim o dersin uykulu sesinle içerden.
Saçların dağınıktır, mahmursundur.
Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
Bir sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni,
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç’ten.
Fabrika düdükleri ötmektedir.


Benzer şiirler:

Sayfa içeriği:5 kıtalık şiir,5 kıtalık şiirler kolay,5 kıtalık siirler,5 kıtalık en güzel şiirler,5 kıtalık şiirleri,en güzel 5 kıtalık şiirler,şiirler 5 kıtalık,şiir 5 kıtalık,beş kıtalık şiirler

İçeriğe oy ver!

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir