Alıntılar

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku alıntı ve sözleri

Fakat muzeyyen bu derin bir tutku alinti ve sozleri

Bu güzel sayfada, yazar İlhami Algör‘ün çok satan kitabı “Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku”dan anlamlı sözleri sizler için hazırladık.
Sayfadaki bu güzel kitap sözlerini facebook, X ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.

Bana herşey Seni hatırlatıyor..

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İlhami Algör

Gözler ruhun aynasıdır…

“Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki…”

“Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku.”

Bu kadın beni ikiye katlar, suya götürür, suya batırır, kuru çıkarır, susuz getirirdi.

Dağıtmazsam, toparlayamazdım.

—Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim..

—Daha çok gülerdim ama bu aralar havamda değilim…

Kula kulluk edene yazıklar olsun.

…evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim.

Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi.

Ağlamak istedim bunu başka biri istermiş gibi geldi. Ağlamadım.

…bakma bir zamanlar celaliydim. Ters geldi bana kızılayvari tavırların, hanımefendi siz zahmet etmeyin, ben sizi severim hallerin. Ama artık geçti.

“Müzeyyen,” dedim, “sende hicran yarasından derin yara mı var?”


Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku alıntı ve sözleri

“Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor.”

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İlhami Algör

“Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz.”

Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?

“Gidene güle güle denir, canımın içi…”

“-Bitse ne olur, Bitmese ne?”

“Sen parçalarını bir araya getirip kafanı toplarken, şehir alır başını başka bir yere gider, ayvayı yersin.”

“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “Büyümeye mi?”

Kapıyı arkamdan kendim çekecektim. Kapı “Çıt” edecek, “Abi güle güle” diyecekti, “Kusura bakma, biz emir kuluyuz.” Kapıdan belki de ilk kez nefret etmeyecek, “Lafı olmaz güzelim” deyip ikileyecektim.

Tavsiye Konular

-“Hikaye!” dedim… “Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım.” -“Sen zaten neyi tamam ettin ki? “dedi bana…

“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.”

Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı.

Belki de ayrılıklarla az acılı bir ölüm provası yapıyoruz. Ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına.

— “Mesela…” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
— “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur.”


“Ben ve sen aynı duygulardayız.
Ama sen ve ben ayrı dünyalardayız.
Aynı kelimeleri seviyoruz,
aynı kahveyi içiyoruz,
aynı hayalleri kuruyoruz.
Aynı kitabı okuyup,
farklı yerlerin altını çiziyoruz, Müzeyyen.
Ama ayrı dünyalarda yaşıyoruz.
Bunun ızdırabı ikimize de yeter…”

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İlhami Algör

Kitap hakkında detaylı bilgi (1000kitap)

DİKKAT! SPOILER VAR!

Kitap Konusu

Hayal gücü oldukça yüksek hiçbir kitabı yayınlanmamış bir yazarın kadınları ve ilişkileri anlamlandırmaya çalıştığı bir dönemde tanıştığı bir kadınla, Müzeyyen ile arasında geçen olaylar anlatılmaktadır.


Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku Özeti

Önceden film montajcısı olan kahramanımız bir gün yazar olmaya karar verir. Ancak başladığı her şeyi yarım bırakan, bir boşluk duygusu içinde sıkışıp kalmış bir adamdır. Bu boşluğu da kendi iç sesiyle bazen de eşyalarla konuşarak doldurmaya çalışır. Sık aralıklarla İstanbul’da gezintilere çıkar, burada gözlemler yapar ve gözlemlerini yüksek hayal gücü sayesinde mizahi ve afili söylemlerle ifade eder. Yazar afili söylemlerle duygularından bahsederken Orhan Gencebay, Sadri Alışık gibi sanatçılardan da oldukça referans alır. İlişkilerle ve kadınlarla ilgili gözlemler yaptığı bir dönemde Müzeyyen ile karşılaşır ve ona âşık olur. Arif, bu zamana kadar ilişkiler konusunda dikiş tutturamamış biridir. Tanıştıklarında Arif hem girişken, hem utangaç hem de küstah tavırlar sergiler ancak Müzeyyen’in gizemli, gamsız ve çekici haline kayıtsız kalamaz. Bir gün evde Güneş’in huzurunda spontane bir şekilde kendi kendilerine evlenirler. Müzeyyen Arif’e göre daha rahat ve bohem bir hayat yaşasa da aslında çok karışık bir hayatı vardır. Müzeyyen bir gün Arif’in yazdığı henüz yarım kalmış olan hikâyeyi okumak ister ancak okuduktan sonra burun kıvırır. Arif ise hikâyesini savunarak “Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku” cevabını verir. Romanın ismi de buradan gelmektedir. Müzeyyen bu tutkunun sapık ve tek taraflı bir tutku olduğunu söyler. Çünkü bu hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe daha da çok seviyor ve bu sevgi saplantılı bir hal alıyordur.

Yazar aynı zamanda yazmış olduğu hikâyenin kahramanı gibidir. Roman boyunca duygularından ve hissettiklerinden bahsederek kendi iç sesiyle konuşuyormuş gibi görünen yazar, aslında Müzeyyen ile konuşuyordur. Ona göre Müzeyyen en mükemmeldir, onsuz bir hayat düşünülemez. Ancak Müzeyyen oldukça özgür ruhlu bir kadındır, yazar ise onu tüm hayatının merkezine koymuştur. Müzeyyen zaman içerisinde Arif’ten uzaklaşır ve bu ilişki Arif’in hayatındaki diğer oluşumlar gibi yarım kalır, adeta “çıt” diye yön değiştirir.

Benzer içerikler:

Sayfa içeriği: fakat müzeyyen bu derin bir tutku kitap konusu,fakat müzeyyen bu derin bir tutku sözleri,fakat müzeyyen bu derin bir tutku alıntı,fakat müzeyyen bu derin bir tutku özet,fakat müzeyyen bu derin bir tutku kaç sayfa,fakat müzeyyen bu derin bir tutku kitabı

İçeriğe oy ver!

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir