Alıntılar

Balıkçı ve Oğlu kitabından 42 alıntı | Kitap sözleri

zulfu zivaneli balikci ve oglu kitap sozleri alinti alintilar Balıkçı ve Oğlu kitabından 42 alıntı | Kitap sözleri

Bu güzel sayfada, ünlü yazar Zülfü Livaneli‘in çok satan kitabı “Balıkçı ve Oğlu”ndan anlamlı sözleri sizler için hazırladık.
Sayfadaki bu güzel kitap sözlerini facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.

Çiçeğe dokunuşu çiçekten güzel.

Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli

En Güzel Balıkçı ve Oğlu sözleri

İki kadın tek kelime edemeden her şeyi konuşmuşlardı.

Kadın kadını anladı, kadın kadını hissetti, kadın kadını sezdi.

Seni dinlerim ama kendi kararlarımı kendim alırım.

Benim de bu cihana gelişim…Bir güzelden ötürü hey canım hey..

Çözemediğin bir sorun olunca öyle yaparsın zaten. Ya uyursun ya kaçarsın.

Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı.

Sabahları bir çay bardağı dolusu aç karnına zeytinyağı içmek..Ege’nin sağlık sırrı buydu.

Şu balık Kızıldeniz’den kalkıp Ege’ye geliyor, oradan da bizim sofraya. Kısmet işte, kısmetten öte yol yok…

“Ben işimi tam yapıyorsam herkes yapabilir.”

…bağrını döven karısıyla bile konuşamaz olmuştu…Allah kimsenin başına evlat acısı vermesin.

Beraber ıslandık bu denizde.

“Deniz Deniz’i aldı.”

Koca deryada iki balığın birbirini bulması kolay mıydı ki..

“Senin yokluğuna hayret ediyor herkes”

“Ne muhteşem bir yaratık, hiç kıyılır mı buna, helal olsun sana balik”

Deniz ekmek kapısı, deniz hayat, deniz sevgili, deniz za­lim, deniz suskun, deniz sevecen, deniz öfkeli.

Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli

Yabancı insanlarla yabancı balıklar birbirine benziyordu. Hepsi yıkıcı, hepsi yok ediciydi.

Her şey doğaya ve ilk insandan bu yana milyarlarca kez tekrarlanan ritüele uygun olarak ilerliyordu…

Deniz ekmek kapısı, deniz hayat, deniz sevgili, deniz zalim, deniz suskun, deniz sevecen, deniz öfkeli. Bazen acıdan öldürür balıkçıyı, bazen de verdikçe verir.

Bu insanlar balon balıklarından da tehlikeli diye düşündü, daha canavar, daha kötü, daha yok edici.

Tavsiye Konular

“.. sanki başka birinin başından geçiyordu her şey kendisi de dışarıdan izliyordu.”

Hep yanında taşıdığı küçük radyosunu açtı ; yanık bir Ege türküsü duyuldu : Deniz üstü köpürür hey canım rinna nay rinna rinna nay / Kayığa da binsem götürür hey canım hey…

Sen nelere kadirsin. Çıkmayan can çıkmıyor işte. Nasipten ötesi yok.

Kıyılara pahalı lokantalar açılmıştı, en taze balığı almak için yarışıyorlardı. O balıkları tutanlarsa ömür boyu adım atamazlardı oralara.

Sanki acı ete kemiğe bürünmüş, kadının yüzünün çizgilerine, bakışlarına yerleşmişti.

Bazen koca bir balık yakalarsın beyim, tam sandala çekerken göz göze gelirsin mübarek hay­vanla, sana öyle acıklı bakar ki kıyamazsın, denize salarsın gerisin geriye.

Acıyı da üzüntüyü de sevinci de felakete de içine çeker, sindirir hayatına devam ederlerdi.

Ağlamadığı zamanlarda uzun süre su verilmemiş kuru bir çiçek gibi boynu bükük, dokunsan dağılacak gibi duruyordu.

“Adına hayat, ölüm, sevda denilen garip şeyler üzerine düşündü.”

…hem kimse bizim kitabımızı yazmaz.

Bir gün bakkaldan aldığı tuzu denize dökerken görülmüştü. Ne yaptığını soranlara, “denizin tuzu azaldığı için” eklediğini söylüyor sonra “Ben olmasam kimse bakmaya cak buralara”

Erkeklerin çocuksu zayıflığına karşı, hayatı devam ettiren kadın iradesiydi

Eskiden futbolcuların aynı isimde olanları hep büyük küçük diye ayrı­lırdı. Trabzonspor’daki Büyük İskender gibi.

Kazanan kim olacak ? Direnenler mi , direnenlerin karşısında duranlar mı ?

“Daha önceki çağlarda köleler ayaklarındaki prangadan köle olduklarını anlıyordu. Modern köleler ise kendini özgür sanıyor, çünkü beynine geçirilmiş prangaları göremiyor.”

Zaten dünyayı erkekler bozar, savaş çıkarır, felaketlere neden olur, kadınlar ise hayatı devam ettirir, yaraları sararlar.

Güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranları aydınlatır.

Dünya, kapitalistlerin, halkını soyan diktatörlerin, yolsuz bürokratların korkunç hırsına engel olamazsa, göçler sürecek, terörizm de, isyanlar da.

” İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir noktadayız.! “

“Unutmayın, dünyanın en önemli medeniyetlerinden birinin üstünde oturuyorsunuz. Hani temel kazarken yazılı taşlar, mermerler, mozaikler çıkıyor ya, işte onlar çok çok değerli. Kırmayın, üstünü örtmeyin, inşaatta kullanmayın, devlete haber verin.Büyük İskender bile bir kış geçirirdi buralarda…”

Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli

Fareler ve İnsanlar sözleri | John Steinbeck

Sayfa içeriği: zülfü livaneli balıkçı ve oğlu kitabı alıntılar balıkçı ve oğlu sözleri,balıkçı ve oğlu alıntı,balıkçı ve oğlu özeti,balıkçı ve oğlu konusu,balıkçı ve oğlu, Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli

İçeriğe oy ver!

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir