Bu güzel sayfada, türk yazar Halid Ziya Uşaklıgilin çok sevilen kitabı “Aşk-ı Memnu”den anlamlı sözleri sizler için hazırladık.
Sayfadaki bu güzel kitap sözlerini facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.
Aşk-ı Memnu Sözleri
Hayatında yalnız bu eksikti; fakat hayatta her şey bundan ibaretti: Sevmek
Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil
Sen ki sevilmeye o kadar muhtaçsın..
“Şimdi istiyorum ki sabahtan akşama kadar odamızda okuyalım,okuyalım. Okumak hiç bitmesin…”
Her şeyden uzak, her şeyden ayrı, yalnız hülyasıyla beraber kalmak için yatağına girdi.
“Bilseniz ne kadar yoğun, ne kadar dinlenmeye muhtacım…”
“Seni, yalnız seni…”
Söylenmemiş söz ağırlaşır
Ah! Bu yarım kalan çünküler bana ne kadar şeyler kaybettirdi.
Bütün gülüşlerinin, eğlenişlerinin altında saklı bir can sıkıntısı vardı ki onu sürekli bir zevkten diğerine sürüklerdi.
-Ne güzelsiniz! dedi, sizi böyle güzel gördükçe ağlamak istiyorum.
Bilir misin azizim? Ağlamamak için gülüyorum.
“Ne tuhaf bir bakışı var,” dedi. “Israr eden bir bakış! Ne zaman gözlerim tesadüf etse…”
Korkma kendime bir şey yapacak değilim.
Hem de BEHLÜL için…
… fakat sevmek, yarabbi! sevmek istiyordu, hummalar içinde mecnunca bir aşkla sevecek ve mesut olacaktı.
Lakin Gülmek bizde kuraldır. Biz herşeye gülerek başlarız..
Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil
Sevmek. Bu artık kendisi için, yasak, olanaksız bir şey değil miydi?
“… Sizi sevmemeye mahkum olduktan sonra ben nasıl yaşarım? Fakat sizi böyle sevmek, ayaklarınızın altında bahtiyarlıktan ölerek, ölmekten bahtiyar olarak sevmek…”
Artık hepsini anlıyordu, birdenbire artık o kadar çok şey anlıyordu ki daha fazla dinlemek istemiyordu.
Bilseniz, sizi sevmekle neler kazanıyorum; hayatımı, kendimi, varlığımı, işte siz bana bunları kazandırıyorsunuz.
“Işte şimdi bu görkemli, odanın servetleri içinde siyah mermerlerle örtülmüş bir mezarda diri diri gömülmüş gibiydi. Nefes alamıyor, boğuluyordu; bu mezardan çıkmak, yaşamak, sevmek istiyordu.”
..kalbinde bir keder, kim bilir nasıl bir keder vardı ki ağlıyordu..
İnsanlar tuhaftır; fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.
..ölenler ölmüştür, artık onlardan bir şey beklenemez…
Sanki çaresiz ruhu kendisini aldatan kalbin ihanetinden intikamını ondan uzak kalmakta buluyordu.
Gözlerin, dudakların alev alev çağırıyor yangınlara…öyle birşey var ki sende çözemediğim, insanı çılgınlıklara sürüklüyor….
— Kim bilir? Belki aranılıp bulunamayan şiir ve sevda bundadır.
“Hem sana doğru deliler gibi koşmak istiyorum hemde ayaklarımda tonlarca ağırlık var, kıpırdayamayacağımı biliyorum…”
… başkalarıyla onun arasına kendi kalbini koyarak ona herkesten çok yakın olmak istiyor sanılırdı.
Belki, sevdanın ruhu, hayatın şiiri böyle henüz açılmamış bir goncanın saf bağrında gizliydi.
Siz beni sevmiyorsunuz, dedi, sevseniz böyle gitmek istemezsiniz…
Ona, aşık olduğumu söyledim.
Bana aptallık etmememi söyledi.
Bu musikinin tesellisinde sarhoş eden bir zehirli içki ihaneti vardı.
Eğlenmek… Bu kelimenin anlamı da Behlül’de değişikliğe uğramıştı. O hakikatte hiçbir şeyden eğlenmezdi. Bütün eğlence yerlerine koşardı, bütün gülünecek şeyleri arardı, belki herkesten çok gülerdi; fakat eğlenir miydi? Eğleniyor görünürdü, onun için eğlenmek eğleniyor görünmek demekti.
Sizin yanınızda o kadar mesut oluyorum ki, fakat böyle, yanınızda yalnız ben, anlıyor musunuz, yalnız ben varken… Sizinle bir arada nasıl mutlu olurduk!…
Erkekler bir kadını sevebilmek için ona saygı duyabilmelidirler.
… bütün aşk ve sevda emellerini feda ettikten sonra bu fedakarlığa karşılık elinde hemen bir hiç görünce acı bir pişmanlık duydu…
Ben sanki senin bütün o acılarını, o gizli gizli ağlayan ümitsizliklerini hissetmiyor muyum?
Öyle zamanlar olur ki gözyaşları mantıktan ziyade selamet verir.
.. etrafındakileri sahte bir saadet içinde kandırmaya çalışan, derinliklerinde hastalıklı ruhu ağlarken gülen gözleri!
“Zaten bütün geçen hayatı bir fedakarlıktan ibaret değil miydi? Tereddütlerine karşı fazla bir galebe silahı bulmak için izdivacının bütün şiir ve aşk hatıratını inkar ediyor, bu ikinci sevdanın mutasavver beşiğini süslemek için biçare ölmüş aşkının mezarından çiçeklerini söküyor, koparıyordu.”
… bilsen, seni ne kadar seviyorum! Sen de beni seviyor olsan, bundan emin olmak mümkün olsa…
Mantık! Mantık! İşte sevilmeyecek şeylerden biri daha…
Duyulmamış bir zafer yarı yarıya meydana gelmemiş sayılırdı.
“İnsan halk için değil, kendi için yaşamalıdır.”
“Öyle bir aşk istiyordu ki onun ruhunda kendinden geçiren baygınlıklar bıraksın.
Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil
Sayfa içeriği: aski memnu kitap,aski memnu,aşkı memnu romanı,aşkı memnu roman,aşkı memnu kitap özeti,aşkı memnu kitap,aşk-ı memnu kitap,aşk-ı memnu alıntılar,aşk ı memnu sözleri ,Halid Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu